Ashmolean Museum Oxford
Dünyanın ilk üniversite müzesi ve İngiltere’nin ilk halk müzesi olan Ashmolean Museum, varlıklı bir kişi olan Elias Ashmole’nin antika koleksiyonunu 1682’de Üniversite’ye bağışlamasıyla kurulmuştur. Müze aynı zamanda İngiltere’deki en eski sanat, arkeoloji ve doğal tarih müzesidir.
Çeşitli sanat eserlerini, arkeolojik kalıntıları, antik dönemlere ait birbirinden farklı eşyaları görme fırsatı sunan ve stratejisini “Kültürleri Aşmak ve Zamanı Aşmak” slogan üzerine kuran müzede kültürel tarihler birbiriyle ilişkili olarak ele alınmıştır. Örneğin; müzedeki “hellenistik bir heykelcik ve üçüncü yüzyıla ait Hindistan’dan bir Budist figür İskender’in Yunanistan’dan Hindistan’a seyahatini belgeler.”[1] Ege sularına ait çok önemli kalıntılar ve eserler de Yunanistan’dan sonra en çok bu müzede bulunmaktadır.
“Ashmolean gibi müzelerin en önemli özelliklerinden biri de içlerinde çocuklar için daima öncelikli alanlar yaratmaları. Bir köşe daima çocuklar için ayrılmıştır. Ufak bir masa, renkli kalemler, müzedeki en önemli eserlerden oluşan boyama kitapları, müzeyi çocuk dilinde anlatan rengârenk broşürler… Kısaca çocukların zihnine atılan çok önemli çizikler anlamına geliyor bütün bunlar. … Bu yüzden en başta söylediğimiz gibi müzelerin yalnızca geçmişi anlamak değil, geleceği inşa edebilmek adına da önemli görevleri vardır.”[2]
Pitt Rivers Museum
Oxford Üniversitesi’nin arkeolojik ve antropolojik koleksiyonlarını sergileyen müze, 1884 yılında, özel koleksiyonunu antropoloji alanında daimî bir öğretim görevlisi atanması şartıyla Oxford Üniversitesi’ne bağışlayan Augustus Pitt Rivers tarafından kurulmuş ve ismini de buradan almıştır.
Kurulduğu ilk yıllarda 22.000 parçadan oluşan müze koleksiyonu; gezginler, misyonerler ve bilim insanlarının bağışladıklarıyla beraber 500.000 parçaya ulaşmıştır. Müze; belirli alet ya da eserlerin, farklı tarih veya bölgelerden birçok örneğini içermektedir. Pitt Rivers, bu yönüyle sıra dışı addedilmektedir.
“Müzenin koleksiyonu, nesnelerin yaşlarına veya kökenlerine göre değil, nasıl kullanıldığına göre tipolojik olarak düzenlenmiştir. Bu düzen, koleksiyonunun tasarımda ilerlemeyi ve insan kültürünün basitten karmaşığa doğru evrimini göstermesini amaçlayan Pitt Rivers’ın teorilerine çok şey borçludur. Maddi kültüre yönelik bu evrimsel yaklaşım, arkeoloji ve antropolojide artık moda olmasa da müze, sergilerin orijinal organizasyonunu korumuştur.”[3]
Museum of History of Science
1683 yılında Elias Ashmole’nin koleksiyonunu barındırmak için inşa edilmiş olan Museum of History of Science, müze yapılmak amacıyla inşa edilmiş en eski müzedir.
Müze koleksiyonu, antik çağlardan 20. yüzyılın başına kadar bilim tarihinin birçok yönünü temsil eden 18.000 parçayı içermektedir. Bunlar arasında usturlaplar, güneş saatleri, matematiksel aletler, kimya, doğa felsefesi ve tıp ile ilgili ekipman ve el yazmaları gibi parçalar vardır. Müzedeki en ilginç parçalarından biri Albert Einstein’in kullandığı kara tahtadır. Bilim Tarihi Müzesi, bünyesinde bulundurduğu bütün bu parçalarla hem bilim tarihi çalışmaları hem de Batı kültürünün gelişimi ve koleksiyonculuğu konularında özel bir yere sahiptir. Oxford Üniversitesi’nin bir bölümü olarak günümüzde de aktif bir şekilde kullanılmaya devam etmektedir.
Oxford University Museum of Natural History
1683 yılında J. Tradescant’ın özel koleksiyonu şeklinde kurulan ve Oxford’un doğal tarih örneklerinin çoğunu gösteren müze, 1860 yılında Oxford Üniversitesindeki bilimsel çalışmaları bir araya getirmek için kullanılmaya başlanmıştır.. Devlet ve özel yatırıcımlar tarafından fonlanan müzede evrim, primatlar, yaşam tarihi, omurgalılar, kayalar ve mineraller gibi çeşitli temalarda sergi setleri bulunmaktadır. Müzenin koleksiyonları arasında dünyanın bilimsel olarak tanımlanmış ilk dinozoru “Megalosaurus bucklandii” ve soyu tükenmiş dododan geriye kalan tek yumuşak doku olan “Oxford Dodo” öne çıkmaktadır.
Müze, ayrıca 1860 Evrim Tartışması olarak hafızalarda kalan tartışmaya ev sahipliği yapmıştır. 14 Ağustos 1894’te, telsiz telgrafın halka açık ilk gösterimi de Profesör Oliver Lodge tarafından müzenin amfisinde gerçekleştirilmiştir.[4]
“Oxford Üniversitesi’nin Doğal Tarih Müzesi Oxford’a geldiğinizde görmenizin şart olduğu yerlerden biri. Klasik müzelerden sıkılmış olsanız veya müzeler ilginizi çekmese dahi buradan hoşlanacaksınız. … Müze hem çocuklar için bir öğrenme, keşfetme alanı, hem ilgililer için evrim ve doğa üzerine bilgilerini tazeleme yeri hem de genel kamuoyu açısından keyifle gezilecek ilgi çekici bir yer.”[5]
Bate Colleciton of Musical Instrument
Koleksiyon, 1968’de, Avrupa nefesli müzik aletlerinden oluşan geniş koleksiyonunu bakımının yapılması ve uzman bir küratör sağlanarak öğretim amacıyla kullanılması şartıyla Oxford Üniversitesi’ne veren Philip Bate’nin adını almıştır. Tamamen halka açık olan ve randevu ile akademik çalışmalar için de kullanılabilen koleksiyonda, Philip Bate’nin makalelerinin bir arşivi de bulunmaktadır.
Üflemeli ve vurmalı çalgıların Rönesans’tan Barok, Klasik, Romantik ve modern zamanlara kadar Batı orkestra müziği geleneklerini, müzikal ve mekanik gelişimlerini gösteren 2.000’den fazla eser bulunmaktadır. Ayrıca İngiliz, Fransız ve Alman yapımcılar tarafından sergilenen 1000’den fazla enstrüman bulunmaktadır.
Harvard Art Museums
Harvard Sanat Müzesi üç ayrı sanat müzesinden meydana gelmektedir: Fogg Müzesi, Busch-Reisinger Müzesi, Opiodler Arthur M. Sackler Müzesi. Üç müze, ilk olarak 1983 yılında “Harvard Üniversitesi Sanat Müzeleri” adı altında tek bir kurumda birleştirilmiş, 2008 yılında ise “üniversite” sözcüğü kurumsal isminden çıkarılmıştır. Sanat müzelerinin koleksiyonları, antik çağlardan günümüze kadar uzanan ve Avrupa , Kuzey Amerika , Kuzey Afrika , Orta Doğu , Güney Asya , Doğu Asya ve Güneydoğu Asya medeniyetlerine ait olan yaklaşık 250.000 nesne içermektedir.
1895’te kurulup 1896’da halka açılmış olan Fogg Müzesi, Harvard Sanat Müzelerinin en eski ve en büyük bileşenidir. İtalyan erken Rönesans, 17. yüzyıl Hollanda ve 19. yüzyıl Fransız ve İngiliz Sanatına ait eserler, Amerika Sanatı koleksiyonu, erken dönem alçı koleksiyonları, batı kökenli resim, heykel, dekoratif sanat eserleri, fotoğraf baskıları ve orta çağdan günümüze kalma eserleriyle ön plana çıkmıştır.
Bush-Reisinger Müzesi, 1901 yılında Germen Müzesi olarak kuruldu. Almancanın konuşulduğu ülkelerde insanları sanat hakkında eğitmek fikriyle kurulan müze, bu müze türünün ilk örneklerinden biri olmuştur. Daha sonra Hugo Reisinger tarafından sağlanan fonlarla Adolphus Busch Hall’a taşınmış ve adı da Bush-Reisinger Müzesi olarak değiştirilmiştir. Müzede orta çağ kabartmaları, heykelleri, 18. yüzyıl sanatı, Avrupa’daki savaş sonrası eserleri ve çağdaş sanat eserlerinin yanı sıra özellikle Almanca konuşulan ülkelerin sanatı, Bauhaus ile ilgili materyaller ve Alman ekspresyonizmi eserleri sergilenmektedir.
1985’te kurulan Arthur M. Sackler Müzesi, adını bağışçısı olan psikiyatrist, girişimci ve hayırsever Arthur M. Sackler’den almıştır. Asya sanatının en kapsamlı örneklerini sergileyen müzelerden birisi olarak öne çıkan müzede Çin yeşim taşı objeler; Budist heykeller; kağıt üzerine Japon eserler; Yakın Doğu Sanatı ve Kore sanatı; Yunan, Roma, Mısır, İslam ve Hint sanatının kağıt üzerine örnekleri; Akdeniz, Asya ve Orta Doğu sanat eserleri sergilenmektedir. Müze, aynı zamanda, Tarih ve Mimarlık Sanatı Bölümüne ve Medya-Slayt Kütüphanesine de ev sahipliği yapmaktadır.
Harvard Sanat Müzesinde “Öğretim ve Araştırma”, “Asya ve Akdeniz Sanatı Departmanı”, “Avrupa ve Amerika Sanatı Departmanı”, “Modern ve Contemporary Sanat Departmanı”, “Sanat Çalışma Merkezi”, “Küratör Bölümü”, “Akademik Halk Programları”, “Halk Programları” ve “Eğitim ve Araştırma Merkezleri” başlıklarıyla sanat eğitimi programları gerçekleştirilmektedir. “Kuruluşlarından bu yana, Harvard Sanat Müzeleri, Harvard Üniversitesi’nde yer alan koleksiyonları ve sergileri ile sanat tarihi, koruma ve koruma biliminin gelişmesinde ve sanat müzesinin kurum olarak gelişiminde öncü bir rol oynamış müzelerdendir.”[6]
Feride Demircan ve Osman Altıntaş’ın “Harvard Üniversitesi Sanat Müzesindeki Eğitim Etkinliklerinin Çağdaş Müzecilik Anlayışı Bakımından İncelenmesi”[7] başlıklı makalesinde Harvard özelinden yola çıkarak bütün üniversite müzeleri için şu şekilde bir değerlendirme sunulmuştur:
“Üniversite sanat müzelerini alternatif bir eğitim ortamı olarak, üniversitelerin eğitim programlarıyla iş birliği içerisinde eğitim-öğretimi ve araştırmayı destekleyen faaliyetler hazırlamalıdırlar. Üniversite sanat müze ve galerileri, içinde bulundukları toplum tarafından desteklenen son derece önemli, üniversite kurumları bakımından kültürel kaynak olarak kabul edilmeli ve desteklenmelidirler.
Uyguladığı programlar bakımından kendisinden sonra kurulan diğer kampüs müzelerine örnek oluşturan Harvard Sanat Müzesi’nde olduğu gibi müzeler, toplumsal kültürün yayılması için araştırma yapmalı; bu araştırma sonuçlarını ilgili kurumlarla ve toplumla paylaşarak ilgi alanlarına uygun projeler geliştirmelidir. Kampüs müzeleri sanatı anlaşılır kılacağı gibi, sanat eğitim programlarının çeşitliliği sayesinde toplumun, sanatsal, felsefi ve kavramsal yönünün gelişmesine de zemin hazırlamalıdır.
Harvard Sanat Müzesi’nde olduğu gibi, bu gelişmeler ışığında müzelerin ölü mekânlar olmaktan kurtarılıp her yaştan insana hitap eden, bilime ve sanata hizmet eden yaşayan ve yaşatan mekânlar şekline dönüşmelidir. Böylelikle müzeler bilimsel ve sanatsal gelişmelerle yenilenen misyonlarını yerine getirdiği için ziyaretçi sayısı da artacak ve maddi gelir bakımından gelişme gösterecektir”[8]
[1] “Ashmolean Museum Oxford,” son güncelleme 31 Ağustos, 2021, https://www.istanbulsanatevi.com/dunya-muzeleri/ingiltere-muzeleri/ashmolean-museum-oxford/.
[2] “Bir Müzeden Çok Daha Fazlası,” son güncelleme 31 Ağustos, 2021, https://busrakizik.wordpress.com/tag/ashmolean-museum/.
[3] “Pitt Rivers Museum,” son güncelleme 31 Ağustos, 2021, https://en.wikipedia.org/wiki/Pitt_Rivers_Museum.
[4] “Oxford University Museum of Natural History,” son güncelleme 31 Ağustos, 2021, https://en.wikipedia.org/wiki/Oxford_University_Museum_of_Natural_History.
[5] “Oxford’un 2 önemli müzesi:Ashmolean ve Doğal Tarih Müzesi,” son güncelleme 31 Ağustos, 2021, http://seyyahpusulasi.blogspot.com/2017/03/oxfordun-2-onemli-muzesiashmolean-ve.html.
[6] “Harvard Üniversitesi Sanat Müzelerinde Yer Alan Çeşitli Türk-Osmanlı Eserleri,” son güncelleme 31 Ağustos, 2021, https://www.turkishjournal.com/2020/07/16/harvard-universitesi-sanat-muzelerinde-yer-alan-cesitli-turk-osmanli-eserleri/.
[7] Feride Demircan ve Osman Altıntaş, “Harvard Üniversitesi Sanat Müzesindeki Eğitim Etkinliklerinin Çağdaş Müzecilik Anlayışı Bakımından İncelenmesi,” İdil 5, no. 20 (2016): 231-248.
[8] Feride Demircan ve Osman Altıntaş, “Harvard Üniversitesi Sanat Müzesindeki Eğitim Etkinliklerinin Çağdaş Müzecilik Anlayışı Bakımından İncelenmesi,” İdil 5, no. 20 (2016): 246-247.
